Kimi kime kaynaştırıyoruz?
Kaynaştırma kimin için?
Benim öğrencilik hayatım süresince sınıfımda hiç özel gereksinimli arkadaşım olmadı. Çocukluğumun geçtiği şehrin en kalabalık okullarından birinde eğitim almama rağmen okulumuzdaki diğer sınıflarda da hiç özel gereksinimli öğrenci yoktu.
Çocukluk yıllarımda tanıdığım tek bir özel gereksinimli arkadaşım vardı. Aynı sokakta oturuyorduk. Aynı oyunları oynuyor, aynı bakkala gidip alışveriş yapıyor, aynı parkta vakit geçiriyorduk. Sadece davranışları bizden farklıydı. Bir de mahalledeki bizden büyük abiler onunla biraz daha fazla uğraşıyordu. Okul konusunda ise annem, o arkadaşımın kendisi gibi olanlar için açılmış olan farklı bir sınıfta eğitim aldığını söylemişti. Aynı ortamda oyun oynayıp, alışveriş yapıp eğlenebildiğim arkadaşım benim ile aynı sınıfta eğitim alamıyordu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 10’undan fazlası çeşitli yetersizliklere sahip. Sokağa çıktığımızda karşımıza çıkan her on kişiden birinin, özel gereksinimi olan bir birey olması gerekir ama değil. Bunun nedeni ise evlerinde ya da kendileri için yapılmış olan özel merkezlerde saklanıyor olmaları. Aileleri onları evde saklıyor, kendileri evde saklanıyorlar. Dışarı çıkmaktan korkuyorlar. Aralarında bu cesareti gösterip sokağa çıkanlar, topluma karışanlar da var. Onlarla karşılaştığımız zaman ise ya acıyoruz ya hemen kollarına yapışıp yardım etmeye çalışıyoruz ki çoğunlukla buna ihtiyaçları olmuyor ya da bize zarar vermelerinden korkuyor, uzaklaşıyoruz. Çünkü biz yetişkin olduktan sonra toplumda onlar gibi insanların da yaşadıklarını öğrendik. Biz çocukken onlar gibilerle aynı sınıfları, sıraları paylaşmadık.
Şimdi aynı sıraları paylaşıyorlar
Şimdi, çocuklar tanıyorlar onları. Aynı sınıfları, sıraları paylaşıyorlar onlarla. Ülkemiz için yeni sayılabilecek bir uygulama sayesinde: Kaynaştırma. Kaynaştırma ile ilgili temel algı, yetersizliği olan bir ya da daha fazla sayıdaki öğrencinin normal gelişim gösteren öğrencilerle birlikte eğitim alması esasına dayanıyor. Kaynaştırma uygulamalarının temel amacının da özel gereksinimli öğrencileri topluma alıştırmak, kaynaştırmak olduğu düşünülüyor. Oysa kaynaştırmanın en önemli amacı, normal gelişim gösteren çocukları, yetersizlikleri olan insanlara alıştırmak, kaynaştırmak. Onların aslında kendilerinden çok da farklı olmadığını onlara yaşatarak öğretmek. Sınıfında bir kaynaştırma öğrencisi arkadaşı olan çocuk, onunla aynı sırada oturacak, onunla iletişime girecek, birlikte etkinlikler yapacak, eşyaları ortak kullanacak ve bir yetişkin olduğunda da korkmayacak onlardan. Daha da önemlisi içinde bir acıma hissetmeyecek bizlerin hissettiği gibi ve eğer toplumda karar verici, yönetici bir konuma sahip olursa ki içlerinden mutlaka olacak, bir karar verirken, bir uygulama yaparken o arkadaşlarını hatırlayacak, onları da göz önünde bulunduracak. Toplumda engellilere uygun düzenlemeler yapılmıyor eleştirileri bu sayede son bulacak. Toplumda ve çevrede, onların yetersizlikleri nedeniyle yaşadıkları engelleri ortadan kaldırdığınızda engelli terimi de ortadan kalkar. Bu engelleri de daha 6 yaşında yetersizliği olan bireyleri tanıyan, onlarla iletişime geçen, onları anlayan, çok farklı olmadıklarını gören ve onlardan korkmayan bireylerin oluşturduğu, kaynaştırma uygulamasının etkili olarak uygulandığı toplumlar kaldırabilir.
Kimi kime kaynaştırıyoruz?
Reviewed by halis demirci
on
18.5.13
Rating:
Hiç yorum yok: